9 Aralık 2021 Perşembe

Ev atıklarını toprağa dönüştürüyorum.

Başlarda bana da zor geliyordu. Sonra öbür türlüsü zor gelmeye başladı. Ay kim şimdi çöpleri karışık atacak. Kim giderken su dökülmemesine dikkat edecek. Kim çöp kutusunu temizleyecek?


Çöpleri ayrıştırmakla başladım işe. Sonra üşenip hepsini aynı çöp kutusuna attığım da oldu. En nihayetinde anamızdan babamızdan görmediğimiz bir yöntem. Bence üşenmemiz normal.

Plastik toplayıcılar köyleri bile geziyor artık. İş ranta dönüştü çünkü. Herkesin belli alanı var. Saat başı gezdin gezdin yoksa atık bulmak mümkün değil şehirlerde. Bununla ilgili belgeseller dahi var. Sizin sokağa giremiyorlardır belki. Dönüşüm çöplerinizi azıcık daha yürüyüp işlek caddedeki çöpün kenarına asarsanız muhakkak biri alır. Tabii en iyisi dönüşüm kutuları. İnşallah her sokak başında görürüz çok yakında. 

Ben çukur kazmıyorum. Yığma usulü deniyor buna. Karbon azot oranını dengeliyorum. Kağıt atıklar, kuru dal parçaları, yapraklar, kartonlar ile mutfak atıklarını dengeliyorum yani. Bir taraf karbon bir taraf azot. Sonra gelsin solucanlar. Ümraniye çöplüğünü hatırlarsınız. Grizyum patlamaları olurdu. Sebebi azot oranının yüksekliğiydi. 

Komşular görür görmez şikayete geldiler. Sinek yapar koku yapar dediler. Ama elhamdülillah sinek de koku da olmadı. Oran bozulunca hemen kokar hemen sinek yapar tabii. İki-üç günde bir kısa bir denetim, haftada bir on-on beş dakika denetim yeterli gelir. Ben sokaktan kağıt, karton ne bulsam topluyorum. Bizim evin ve iş yerimizin kağıt karton atıkları yeterli gelmiyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder