27 Ekim 2020 Salı

Bebek ne yer?

Mehserté, İlkbahar 2018


Karşımdaki mama sandalyesinde altı aylık bir bebek. Yanımdaki koltukla "çocuğa pirinç unundan mama yedirilir, nereden çıkarıyorsunuz bu icatları hiç anlamadım" diyen annem, elimde bir kase ıspanaklı irmikli çorba... Sinirden ağlıyorum çünkü çorbayı verir vermez çıkarıyor. Çok kötü bir anneyim. Kimbilir ne hata ettim de çocuk bunu yemiyor. Emzirirken ve hamileyken yediğim şu gıdalar yüzünden çocuğun damak tadı böyle. Hayatı boyunca sebze yemeyecek. Kemikleri zayıf kalacak. Güçsüz biri olacak. Sebebi benim yediklerim. Hiç iyi bir anne değilim. Hepsi benim yüzümden. 

Annem "deli deli konuşma" diyerek kaseyi elimden alıyor. Çocuğa akşam yediğimiz salçalı, baharatlı tarhanadan yediriyor bir güzel, canım annem. Çocuk açlıktan uyuyamıyormuş, çabucak uyuyor sonra. Tabii ben o zaman bunu böyle yorumlamamıştım. "Tarhana beyaz undan yapılmıştı, beyaz un zehirdir, kan şekeri âni yükselince uyuyakaldı çocuk" diyorum, çünkü deliyim, çünkü taze anneyim, taze annelere bu güncelleme otomatik yüklenir, kınamayın başınıza gelir, kızınız gelininiz öyle olur, aman diyeyim.

Çocuk doktorları ve gıda mühendislerinin tüm makalelerini okuyorum o sıralar. Tahıl tam olacak, rafine olmayacak. Çocuk yeni bir sebze meyve yediğinde üç gün boyunca allerjik reaksiyonlar gözlenecek. Şeker tuz yok. Pekmez ve bal yasak. Meyve, sebze, mevsiminde yedirilecek. Salça baharat yasak. Balık dip balığı olmayacak. Çok az bitki çayı verilebilir. Güneşte kurutulmuş meyve ve sebzeler eline verilebilir.

Kimisinden vazgeçeceğim, kimisini anlamadığımı farkedeceğim bu bilgiler o gün benim için sorgulanamaz. Çünkü bu bilgilere tek doktordan/tek mühendisten değil, çapraz okuyarak ulaştım. Fakat gitgide kaynaklarım genişledi. Başka bakış açılarıyla tanıştım. İkinci bebeğimde de bu düzenle devam ettim fakat çok yoruldum. Üçüncü bebeğimde evimize pişirdiğim yemekler dönüşmüştü ve bebeğe fazladan yemek pişirmeme gerek kalmıyordu. Yer sofrasına oturup o gün ne yiyorsak ondan yiyordu. Dördüncü bebeğin ne zaman ne yiyeceğini hiç düşünmedim. Öğrendiklerim evimizde hayat bulmuştu çünkü. 

Rabbim delirdiğimiz anlarda "deli deli konuşma" diyenlerimizi eksik etmesin. Taze annelerin gönlüne ferahlık aklına sükun nasip etsin. Cennet ayaklarına serilen annelerden eylesin bizleri. Amin. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder